31 Ekim 2016 Pazartesi

Hunt For The Wilderpeople (2016)


Yönetmen: Taika Waititi
Oyuncular: Sam Neill, Julian Dennison, Rima Te Wiata, Rachel House, Rhys Darby, Oscar Kightley
Senaryo: Taika Waititi, Barry Crump
Müzik: Lukasz Pawel Buda, Samuel Scott, Conrad Wedde

Her yönüyle uyumsuz bir çocuk olan 13 yaşındaki kimsesiz Ricky, sosyal hizmetler tarafından Yeni Zelanda kırsalında yaşayan ve çocuk sahibi olamamış Bella - Hector çiftinin başvurusu üzerine onlara verilir. Tam bu hayata alışmaya başladığı sırada Bella'nın ani ölümü ile çocuk esirgeme kurumu Ricky'yi geri almak ister. Oraya tekrar geri dönmek istemeyen Ricky, evden kaçar. Hec ise onu geri götürmek için peşinden gidince, bazı yanlış anlamalar ve başlarına gelenler sonucu kaçak durumuna düşerler. Bu kaçak olma hali ülke çapında medyatik bir vakaya dönüşür. Başlarına ödül bile konan Ricky ve üvey babası Hec'e yönelik insan avı sürerken, başlangıçta birbirlerinden pek de hoşlanmayan bu ikili, maceradan maceraya sürüklendikçe yavaş yavaş birbirlerini ve kendilerini tanımaya başlarlar.

2014 yılında kankası Jemaine Clement ile birlikte yazıp yönettiği mockumentary What We Do In The Shadows ile neredeyse tüm dünyanın tanımaya başladığı Yeni Zelandalı Taika Waititi, bu defa Barry Crump'ın 80'lere ait "Wild Pork and Watercress" romanından uyarladığı Hunt For The Wilderpeople ile hem tarzını sürdürüyor, hem de bazı yenilikler ekliyor. Yer yer absürt, karikatürize ve klişeleri ciddiye almayan anlatımıyla ön plana çıksa da, bu komedi unsurlarının ardına sakladığı, sonra bunları ekonomik ve doğru zamanlarda sızdırdığı dramatik ciddiyet filmi çok güzel yerlere taşıyor. Bir yanıyla hem sevimli Disney Channel yapımlarını andırırken, başka yanlarıyla dinamik ve sıkıcılıktan uzak bir doğada hayatta kalma mücadelesi sunuyor. Bu mücadele, Ricky ve Hec'in emrivaki baba - oğul ilişkisinin şekil alması için yeterli iken, kendini polis sanan çocuk esirgeme kurumu yetkilisi Paula'nın galeyana getirdiği emniyet güçleri ve medyanın da işin içine girmesiyle eğlenceli bir takip / yol hikayesine evrilerek gücüne güç katıyor.

Ricky ve Hec'in bu kaçışlar esnasında yaşadıkları olaylar, karşılaştıkları ilginç insanlar, hikayenin akışını geliştirip renklendirdiği gibi, ikilinin kademe kademe birbirlerine alışmalarına vesile oluyor. Hip hop kültürüne ve gangsterlere hayranlık duyan, yaşadıklarını bu konseptin bir parçası olarak oyun gibi algılayan Ricky ile, kamuoyuna onu kaçıran, hatta suistimal eden biri gibi gösterilen huysuz ihtiyar Hec, bu kaçış boyunca türlü komik ikilemler yaşıyorlar. Ama birbirlerinin arkasını kollayıp kenetlenmeleri, birer "wilderpeople" olmaları, özellikle dünya tatlısı Bella'nın erken ölümü sonrası ikiliyi bir aile olmaya doğru emin adımlarla götürüyor. İkisi de birbirlerini dönüştürüp olgunlaştırıyorlar. Usta oyuncu Sam Neill ve tepeden tırnağa şirinlik abidesi Julian Dennison'ın bu güzel senaryoya tencere kapak misali uyumları, yıllar sonra bile sevgiyle hatırlanacak bir filme damgasını vuruyor. Taika Waititi ise bir senarist ve yönetmen olarak çizgisini daha da sağlamlaştırarak yoluna devam ediyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder